Öncelikle işletim sistemlerinin ne olduğunu, ne işe yaradığını ve ne gibi özellikleri bulunduğundan bahsedelim. İşletim sistemi; bilgisayarda çalışan tüm donanım ve yazılım birimlerini yönetip denetleyen bir sistem yazılımıdır. Bilgisayar donanımını ve bilgisayarın içinde olan uygulamaları birbirine bağlar. İşletim sistemi tüm bilgisayarlarda bulunur. Bilgisayar üretildikten sonra işletim sistemi eklenir ve sonrasında da silinip yüklenebilmekte veya başka bir işletim sistemiyle değiştirilebilmektedir. İşletim sistemleri, gelişen teknolojiyle beraber sadece telefon,bilgisayar,televizyon gibi cihazlarda değil; arabalarda, çamaşır/bulaşık makinelerinde, kol saatlerinde ve beyaz eşyalarda da bulunuyor. Açıkçası bu kadar yaygın kullanıldığını bilmiyordum ve beyaz eşyalarda bile bulunmasına şaşırdım.
İşletim Sistemleri Tarihçesi
İlk gerçek dijital bilgisayar İngiliz Matematikçi Charles Babbage tarafından tasarlandı. Babbage her ne kadar bu bilgisayarını çalıştırmak için neredeyse tüm hayatını harcamış olsa da tamamen mekanik olduğu için ve gününün teknoloji yetersizliği nedeniyle çalıştıramadı. Babbage, bu”analitik motor” u için bir yazılıma ihtiyacı olduğunu fark etti ve Ada Lovelace adında bir kadını işe aldı. Bu kadar eski bir dönemde bile bir yazılım ihtiyacı olduğunun fark edilmesi ilginç bir durum. Ada, dünyanın ilk programcısıdır ve Ada programlama dili onun adından gelir. O dönemlerde kadınların böyle uğraşları olması sıra dışıyken bile adını bu şekilde tarihe kazıması çok gurur verici.
Bilgisayarların gelişim dönemi 6 nesile ayrılarak incelenir:
Birinci Nesil (Vakum Tüplü) Bilgisayarlar (1946 -1959)
ENIAC, genel kullanım amaçlı ilk elektronik bilgisayardır. 1945 yılında Amerikalı elektrik mühendisi John Presper Erkert tarafından ABD Ordusu’nun top atışları hesaplamalarında yardımcı olabilmesi için geliştirilmiştir. ENIAC saniyede 5000 işlem yapabiliyordu. O dönemlere göre işlem hızının çok yüksek olduğunu düşünüyorum. Ancak çok fazla enerji harcamasıyla birlikte çok fazla yer de kaplıyordu. Şu an sadece bir defter boyutunda bilgisayarlar kullanırken o zamanlar bilgisayarların odalarca yer kaplaması çok tuhaf geldi.
İşletim Sistemi Nedir ?

İşletim Sistemi Nedir ?
Bu dönemde işlemci olarak vakum tüplerinden yararlanılıyordu. Bu çok ilkeldi ve en basit hesaplamalar bile saniyeler içinde yapılıyordu. Programlar makine diliyle yazılıyordu ki makine dili her ne kadar bilgisayar diline daha yakın olsa da çok dikkat gerektiren ve kolay olmayan bir iş. Daha da kötüsü, makinenin temel özelliklerini kullanabilmek için bile binlerce kabloyu panolara bağlayarak elektrik devrelerini kablolamak zorunda kalınıyordu. Programlama dilleri bilinmiyordu, işletim sistemleri duyulmamıştı.
İkinci Nesil (Transistörlü) Bilgisayarlar (1959 -1964)
Bu dönemde işlemci olarak kullanılan büyük vakumlu tüplerin yerini transistörler almaya başladı. Bilgisayarlar en az 10.000 transistör ile çalışırlardı. Fazla bir rakam olsa da vakum tüplerinden sonra bir gelişim olduğunu söyleyebilirim. Bununla birlikte bilgisayarların hacmi küçüldü, enerji kullanımı azaldı ve hızı arttı. Punchard adı verilen delikli kartlar kullanılıyordu. Programcı programı Fortran veya Assembler’da kağıda yazdıktan sonra punchardlara işleyip girdilerin verildiği odaya getiriliyordu ve çıktı hazır olana kadar bekleniyordu. Delikli kartlar iş yükünü bir hayli azaltmış olmalı. Ancak yine de bunların hepsinin bir insan tarafından yapılıyor olması büyük bir vakit kaybı oluşturuyordu. Ayrıca bir programla iş bittiğinde bellekteki veriyi kaydettikten sonra her şeyi sıfırlayıp ancak öyle başka bir işe geçmemiz gerekiyordu ve bu da çok uğraştırıcıydı. Bu noktada artık işletim sistemlerine ihtiyaç duyulmuş olmalı.
Üçüncü Nesil (Entegre Devreli) Bilgisayarlar (1964 -1970)
Bu dönemde işlemci olarak entegre devrelerden yararlanılıyordu. Çoklu programlama geliştirildi. Yani ikinci dönemde ikinci bir program çalıştırmak için bellekteki alanı boşaltmak yerine belleği bölümlere ayırarak her bölümde bir işin yapılması sağlanmış oldu. Bilgisayarda işlem yapmayı hızlandırmış olmalı. İlk işletim sistemi olan OS/360, IBM tarafından geliştirildi. Bu işletim sisteminin adını hiç duymamıştım. Aynı anda yüzlerce kullanıcıya hizmet verebilen MULTICS geliştirildi. Yine bu dönemde Linus Torvalds tarafından LINUX geliştirildi. Linus Torvalds’ın çok başarılı bir yazılım mühendisi olduğunu düşünüyorum. 1970’lerde Ken Thompson tarafından UNIX geliştirildi.
Dördüncü Nesil (Mikroişlemcili) Bilgisayarlar (1970 -1990)
Bu dönemde ise birçok entegre devrenin birleşip küçültülmüş olan mikroçipler ile modern bilgisayarlar geliştirildi. Bu mikroişlemciler sayesinde hızlı işlem sağlandı. Disk ve CD’lerin depolama alanları arttı. Bilgisayarlar arası iletişimi sağlayan ağ sistemleri kavramı bu dönemde ortaya çıkmaya başladı. Aynı zamanda yapay zeka kavramı da bu dönemde çıktı. Bilgisayarlar taşınabilecek kadar küçüldü ve kişisel bilgisayar haline geldi.
1974 yılında Intel ilk genel amaçlı işlemci olarak adlandırılan Intel8080 işlemcisini geliştirdi.
Gary Kindall tarafından Disk tabanlı işletim sistemi CP/M (control program for microcomputers) yazıldı.
Bill Gates Seattle Computer Products adlı yerel bir üreticiden DOS(Disk Operating System) adını verdikleri işletim sistemini satın aldı ve IBM ‘nin istediği gibi özelleştirdi. Sonrasında bu işletim sistemine MS-DOS (MicroSoft Disk Operating System) adını verdi.
İşletim sistemleri, kullanıcının klavyeden girdiği komutlarla çalışıyordu. Bunun sonucunda Doug Engelbart grafiksel kullanıcı arayüzünü (GUI- graphical user interface) icat etti. Bunu ilk Apple, Lisa adını verdiği işletim sisteminde kullandı. Arayüzünün bilgisayarlara eklenmesi kullanıcının bilgisayara komut vermesini kolaylaştırmış olmalı.
Beşinci Nesil (Mobil) Bilgisayarlar (1990-Günümüz)
Bu bilgisayarlar arasındaki en son ve geleceğe uzanan nesildir.
İlk gerçek telefon 1970’lerde ortaya çıkmıştır ve 1 kilogram ağırlığındadır. Aynı zamanda, telefon ve bilgi işlemini birleştirme fikri de 1970’lerden beri vardı. Ancak 1990’ların NOKIA N9000’i piyasaya sürene kadar ”akıllı telefon” ortaya çıkmamıştı. Bu mobil telefonda iki farklı cihaz olan telefon ve PDA (Kişisel Dijital Asistan) birleştirilmişti.
Ericsson, 1997’de ilk kez kendi telefonu GS88 ”penelope” u akıllı telefon olarak sıfatlaştırdı.
Çoğu mobil telefon, üretildikten sonraki ilk 10 yılda Symbian OS işletim sistemini kullanıyordu. Symbian OS; Samsung,Sony,Ericsson,Motorola ve özellikle Nokia gibi önde gelen markaların tercih ettiği işletim sistemiydi. Ancak RIM’in BlackBerry OS (2002’de akıllı telefonlar için tanıtıldı.) veya Apple’ın IOS (2007’de ilk iPhone için piyasaya sürüldü.) gibi diğer işletim sistemleri Symbian’ı geçerek piyasada daha fazla hakim olmaya başladı.
2011 yılında, Nokia Symbian’dan vazgeçerek birincil platformu olarak Windows Phone’a odaklanacağını duyurdu.
2007 yılında Apple tarafından IOS işletim sistemi, 2008 yılında ise Google tarafından Android işletim sistemi tanıtıldı.
Windows
Önce neredeyse hepimizin kullanmış olduğu Windows ile başlayalım. Microsoft Windows’un ilk sürümü 1985’te çıkan 1.0 sürümüdür. Ancak birçok hatayı da beraberinde getirdiği için fazla satamadı. 2. sürümü 1987’de çıkmış, Excel ve Word gibi programlar dahil edildiği için daha başarılı olmuştur. Asıl başarısını ise 1990’da 3.0 sürümüyle kazanmıştır ve bu şekilde devam etmiştir.

Windows 1.0 ‘dan bir görünüm.
Windows, neredeyse her şeyi desteklemesi çok işime yarıyor. Çünkü indirmek istediğim programları diğer işletim sistemleri desteklemeyebiliyor. Sürekli bir gelişim içinde olduğu için daha fazla verim alabiliyorum. Yazılımla ilgilendiğim için Windows’un Visual Studio gibi programlarından faydalanabiliyorum. OneDrive kullanarak bilgilerimi Windows tabletime kolaylıkla aktarabiliyorum. Ayrıca diğer işletim sistemlerine kıyasla daha hızlı olması Windows’u tercih etmem için bir sebep daha sağlıyor. Windows’un arayüz tasarımı hiç bilgisayar bilgisi olmayan biri tarafından bile çok rahat kullanılabilir bir nitelikte. Microsoft’un Word, Excel, PowerPoint gibi programlarını da sıklıkla kullandığım için bir artı daha sağlıyor.
Windows’un tarayıcısı olan Internet Explorer’ın çok verimsiz bir tarayıcı olduğunu düşünüyorum. Kullandığım en yavaş tarayıcılardan birisi. Ayrıca tasarım olarak da göze çok karışık ve düzensiz geliyor.
Bilgisayarımı Windows’un başka bir sürümüne güncellerken verilerimi kaybetmesi büyük bir sorun. Sistemi tamamen formatlayıp güncellediğim için her şeyi yeniden kurmak bir zorluk oluşturuyor. Aynı zamanda bilgisayarın kolay virüs kapması da bir güvenlik açığı oluşturuyor.
Linux
Linux, 1991 yılında Linus Torvalds tarafından UNIX tabanlı bir işletim sistemidir.
Linux’u daha önce hiç kullanmadım ancak araştırdığım kadarıyla düşüncelerimi aktarmaya çalışacağım. Linux’un açık kaynak kodlu bir işletim sistemi sunması sistemi istenilen şekilde kendine göre ayarlayabilme fırsatı sunuyor. Sistemde istemediğim veya beğenmediğim bir şeyi düzeltebilmenin iyi bir özellik olabileceğini düşünüyorum. Ayrıca Linux’u edinebilmek için bir ücret ödemek gerekmiyor. Windows’a göre virüs kapma konusunda daha güvenli bir sistemi olduğunu söyleyebilirim. Windows’u yüklediğinde istenmeyen programları da beraberinde bilgisayara yüklüyor ancak Linux’ta sistemler çok daha stabil yani bu problemi ortadan kaldırıyor. Linux’un arayüzü oldukça anlaşılır ancak tasarım olarak bana çok sade ve boş geldi. Biraz daha renklendirilip daha canlı bir görünüm sağlanabileceğini düşünüyorum. Arayüz de diğer özellikler gibi özelleştirilebilir olduğu için kullanıcı tarafından bu durum düzeltilebilir.
Oyunların çoğu Linux için geliştirilmemekte. Yani sıkı oyun oynayan birisi için önerdiğim bir işletim sistemi değil.
En basit ayarlamalar için bile kod yazmayı gerektirdiği için programlama bilgisi olmayan birisi için uygun bir işletim sistemi değil.
Android
Android; mobil cihazlar için geliştirilmiş ve geliştirilmekte olan, Linux tabanlı ücretsiz sunulan bir işletim sistemidir. 5 Kasım 2007’de Open Handset Alliance tarafından kurulmuştur. Açık kaynak kodlu bir işletim sistemidir. Herkes istediği gibi uygulamalar oluşturup yayımlayabilir.
Açık kaynak kodlu olmasını bir avantaj olarak görüyorum. Çünkü insanlar uygulamalar oluşturarak veya farklı şekillerde sisteme katkıda bulunup çeşitlendirebilir. Ayrıca kodun açık olması hataların hızlı şekilde bulunup düzeltilmesini de sağlayabilir.
Android’de güncellemelerin kendi kendine yapılması kullanıcı için kolaylık sağlıyor. Ben IOS kullanıyorum ve güncelleme manuel yapılmasını gerektiriyor bu yüzden de telefonumu güncellemeyi hep unutuyorum. Son gelen sürümü de güncellemeyi unuttum ve bunu yazarken aklıma geldi, gidip güncelledim. Android’deki gibi otomatik yapılsaydı sanırım bu en çok benim işime yarardı.
Android işletim sisteminin pil ömrünün çok iyi olduğunu söyleyemeyeceğim. Ben Android kullandığım zamanlar pil sağlığım çok zayıftı ancak eski bir model kullandığımdan dolayı diye düşünüyorum. Yine de o zamanlara göre son çıkmış modellerden birisiydi. Ancak şu anki çıkan modellerle bu sorunu artık aşmış gibi görünüyorlar. Yine de Android kullanan arkadaşlarıma kıyasla daha iyi bir pil sağlığımın olduğunu söyleyebilirim.
Android arayüzünün IOS’a göre tasarımının daha zayıf kaldığını düşünüyorum. IOS arayüzü Android’e göre göze çok daha estetik geliyor.
Android uygulamalarının çoğu ücretsiz ve istediğin gibi kullanmana imkan tanıyor.
IOS
Ios, eski adıyla iPhone/iPad OS Apple’ın geliştirdiği bir işletim sistemidir. İlk kez 2007 yılında iPhone OS 1 için yayımlandı ve Apple bununla birlikte bir mobil cihaz şirketine dönüştü.
IOS’un uzun süreli kullanımlarda sağlıklı bir seçim olduğunu düşünmüyorum. Dayanıklılık olarak Android’e göre kesinlikle daha zayıf. Android bir telefon çok daha uzun süre dayanabiliyor ancak IOS kısa bir sürede eskiyor. Android telefonumu IOS telefonuma göre 3 yıl daha fazla kullanmıştım ve sadece pil konusunda sıkıntı çekmiştim. Ancak IOS telefonum eskidikçe tüm özellikleri neredeyse yıpranmıştı.
IOS telefonumda en çok sıkıntı çektiğim konu bir başkasının internetine bağlanmak. Bağlanabilmek için karşı tarafın ben bağlanana kadar ayarlardan kişisel erişim noktası sayfasını açık tutması gerekiyor ve ben telefonu kapattığımda bağlantı kendiliğinden kesiliyor. Sürekli tekrardan interneti açması gerektiğini söylüyorum ve yabancı birisine karşı bunu yapmak rahatsızlık vermeye başlıyor. Ayrıca bu sistemi bilmeyen arkadaşlarımla da çok fazla tartışma yaşıyorum. ”Kanka açık ya internet zaten sen kapatıp duruyorsun!” gibi cümleleri bence her IOS kullanıcısı işitmiştir. 🙂
Kaynakça
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Microsoft_Windows_tarihi
- https://www.erkanliman.com/genel/isletim-sistemleri-tarihi.html
- https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0%C5%9Fletim_sistemi
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Linux
- https://tr.wikipedia.org/wiki/MacOS
- https://tr.wikipedia.org/wiki/ENIAC
- https://bilginc.com/tr/blog/linux-nedir-avantajlari-ve-dezavantajlari-5418/
Yazar: Beyza ASLANTATAR
Gayet güzel ve anlaşılır yazılmış, teşekkürler.