1966 yılında, 22 yaşımda İstanbul’a geldim. En iyi bildiğim işi en iyi şekilde yapmaya karar vermiştim. Bugün hala gözümün nuru, ilk göz ağrım olan Develi Samatya’yı açtım. Çok şükür Allah utandırmadı, misafirlerimizi en iyi şekilde ağırladık, yüzlerini güldürdük, damaklarında unutulmaz lezzetler bıraktık. Yerli yabancı devlet başkanlarını, sanatçıları ağırladık, teşekkürler aldık.
Çocuklarıma, çalışanlarımıza her zaman söylediğim üzere yapacağımız tüm çalışmalarımızda geleneklerimizi unutmadan bilgiyi en iyi şekilde kullanmalı, yeniliğin gücüyle ilerlemeli ve değişime uymalıyız. Bugün markamız bu kadar seviliyor ve tercih ediliyorsa, lezzetimiz dillerde dolaşıyorsa, açtığımız restoranlarımızdan misafirlerimiz mutlu ayrılıyorsa bize rehberlik eden en önemli unsur; atalarımızdan, büyüklerimizden öğrendiklerimizi inovatif bakış açısı ile birleştirmemizdir. Kendim de hep bu şekilde düşündüm. İşte bu yüzden dedelerimden aldığım bayrağı gönül rahatlığıyla oğullarıma devrettim.